Kahve dünyası geniş ve engin bir dünya. Kahve deyip geçiyoruz ama, gözden kaçırdığımız bir çok şey var. İşte bunlardan birkaçı:
1. Zamanlama her şeydir.
İnsan vücudu saat adı verilen 24 saatlik bir hormonal döngüde çalışır. Vücudumuz, çoğu insan sabah 8-9 arasında daha yüksek seviyelerde kortizol (bizi uyanık ve uyanık hissettiren hormon) üretir. Bu saatte kahve içmek sadece gereksiz olmakla kalmıyor, araştırmalar kafeinin doğal kortizol döngünüzü kesintiye uğratabileceğini ve uyarıcının etkinliğinin azalmasına yol açabileceğini ve hatta ona karşı duyarlılığınızı azaltıp daha yüksek bir toleransa yol açabileceğini gösteriyor. Bunun yerine, kahvelerinizi kortizol seviyelerinde doğal bir durgunluğun meydana geldiği 09:30-11:30 ve 17:30-6:30 saatleri arasında için.
2. İyiliği tadın.
Kahvenin tadı gittiğiniz her yerde farklı olacaktır. Bu verilen bir şey. Öyleyse neden her yeni demleme denediğinizde aynı miktarda şeker sipariş edesiniz? Önce kahvenizi tadın, çekirdeklerin zaten kremsi ve tatlı bir tada sahip olduğunu görebilirsiniz, böylece şekeri atlayabilirsiniz ya da belki taze, acı bir tada sahiptirler, bu yüzden belki fazladan bir tutam gerekir. Barista kahvenizi nasıl sevdiğinizi bilmiyor, bu yüzden önce tadın ve sonra ihtiyacınız olanı ekleyin.
3. Kapsüller gerçek kahve değiller
O küçücük kapsüllere paketlenmiş bayat kahveyi neden içersiniz? Tek servislik bölmelerden üretilen aşırı miktarda atıktan bahsetmiyorum bile. Verimli bir şekilde geri dönüştürülemeyecek kadar çok malzemeden yapılmışlardır ve kapsüllerin mucidi bile parlak fikrinden pişmanlık duymaktadır. Ayrıca, o dahiyane kahve makinesinin kuytu köşelerinde saklanmak, muhtemelen sizi hasta eden bir küftür.
4. Frappucino’daki tehlike
Frappucino’nun bir litre Coca Cola şişesiyle aynı miktarda şekere sahip olduğunu biliyor muydunuz? Ve neredeyse hiç kahve yok. Tadı güzel olabilir, ancak kafeine ihtiyacınız olmadıkça ve çılgın bir şeker acelesi ve ardından bir çarpışma için istekli değilseniz, bir tane içmenin faydası çok azdır veya hiç yoktur.
5. Atık yok.
Tencerede her zaman küçük bir şey kalır. Ve genellikle boşa gider. Ama o zavallı, hüzünlü, arta kalan damlaları atmak yerine, buz tepsilerine dökün ve bir sonraki buzlu kahveniz için saklayın. İki fayda, atık yok ve eriyen buzdan susuz kahve yok.
Son yorumlar